Ana sayfaya dön
Blog Yazılarımız
Beslenme
Obezite Nedir?
Obezite Nedir?
Content Image

Obezite Nedir?

Sağlıklı bir yaşam için alınan enerjiyle harcanan enerji arasında denge olmalıdır. Bu denge alınan enerji lehine dönerse obezite açısından risk oluşturur.

Boy ve kiloya dayalı vücut yağ oranının (vücut kitle endeksi) 30 ve üzeri olması durumunda da obezite olarak tanımlanır. Vücut kitle indeksi veya diğer adıyla boy kilo endeksi, bireyin vücut ağırlığının (kg cinsinden), boy uzunluğunun (metre cinsinden) karesine (BKI=kg/m2) bölünmesiyle elde edilen bir değerdir.


Vücut kitle endeksine göre kilo tanımlamaları:

  • Düşük Kilolu:18.5'dan az.
  • Sağlıklı aralık: 18,5 ila 24,9.
  • Fazla kilolu: 25 ila 29.9.
  • Obezite: 30-39.9.
  • Morbid obezite: 40’ın üzerinde.

Obezite tanımlamalarında vücut kitle endeksi dışında bel çevresi ölçümleri, bel kalça oranı hesaplamaları, vücutta yağ ve kas dokusu oranlarının hesaplanması obezite riskinin değerlendirilmesinde oldukça önemlidir. Yine yaşa ve cinsiyete göre detaylı vücut kitle endeksi hesaplamaları daha sağlıklı sonuçlar verir.

Yaştan bağımsız olarak vücut yağ oranının erkeklerde % 25; kadınlarda ise % 30'un üzerine çıkması obezite riski ile ilişkilendirilir. Yine tek başına bel çevresi ölçümünün erkeklerde 94 cm, kadınlarda 80 cm ve üzerinde olması hastalık riski ile ilişkilidir. DSÖ’ne göre bel/kalça oranı kadınlarda 0.85’den ve erkeklerde ise 1.0’den fazla ise android tip obezite olarak kabul edilmektedir.

Çocuklarda büyüme ve gelişme yaşa boya ve kiloya göre hesaplanan persantil eğrileriyle belirlenir. Obezite tanımlamasında ve sağlık sorunlarında bu büyüme ve gelişme grafikleri bize yardımcı olur.

Vücut kitle endeksi bizim sağlıklı olup olmadığımız hakkında kesin bir bilgi vermez, obezite riski açısından bir tanımlama yapmaya yarayan bir hesaplamadır.


OBEZİTE NEDENLERİ NELERDİR?

Obezite oluşumuna neden olan başlıca risk faktörlerini şöyle sıralayabiliriz;


  • Aşırı ve yanlış beslenme alışkanlıkları
  • Yetersiz fiziksel aktivite
  • Yaş
  • Cinsiyet
  • Eğitim düzeyi
  • Sosyo –kültürel etmenler
  • Gelir durumu
  • Hormonal ve metabolik etmenler
  • Genetik etmenler
  • Psikolojik problemler
  • Sık aralıklarla çok düşük enerjili diyetler uygulama
  • Sigara- alkol kullanma durumu
  • Kullanılan bazı ilaçlar (antideprasanlar, antipsikotik ilaçlar vb.)

OBEZİTE İLE İLİŞKİLİ HASTALIKLAR NELERDİR?

Obezite birçok kronik hastalık için risk faktörü olarak sayılmaktadır.


  • Tip 2 Diyabet
  • Metabolik sendrom, insülin direnci gelişimi
  • Hipertansiyon
  • Koroner arter hastalığı
  • Hiperlipidemi, hiperkolesterol
  • Kas-iskelet sistemi problemleri
  • Karaciğer ve Safra kesesi hastalıkları
  • Bazı kanser türleri (kadınlarda safra kesesi, endometriyum, yumurtalık ve meme kanserleri, erkeklerde ise kolon ve prostat kanserleri)
  • Serebrovasküler hastalıklar riskinde artış, inme riskinde artış
  • Obstrüktif Uyku Apnesi Sendromu
  • Astım
  • Erkeklerde infertilite 
  • Menstruasyon düzensizlikleri
  • Yeme bozuklukları ve anksiyete gibi psikiyatrik problemler
  • Toplumsal uyumsuzluklar ve özgüven problemleri
  • Metabolik sendrom, insülin direnci gelişimi

OBEZİTE TEDAVİSİ NELERDİR?

Obezitede esas tedavi obeziteden korunmaktır ve bu korunma yöntemleri çocukluk çağlarında başlamalıdır. Özellikle çocukluk çağlarında beslenme, günlük alınan ve harcanan kalori dengesi, uyku alışkanlıkları çocuklara küçük yaşlarda kazandırılmalıdır. Çocukluk çağında özellikle adolesan dönemde fazla kilolu veya obez olarak tanımlanan çocuklar çok erken yaşlarda ciddi sağlık problemleriyle karşılaşabilirler.

Obezite tedavisinde amaç günlük kalori alımının kısıtlanması ve egzersiz temellidir. Tedavi seçenekleri; günlük hayatta bazı davranışsal değişikliklerle birlikte diyet, egzersiz, ilaç tedavisi ve cerrahi yöntemler olarak sıralanır.


KİLO VERME ÖNERİLERİ :

-Kilo vermede esas amaç günlük alınan kaloriyi düşürmektir. Hedef VKİ 18,5- 24,9 arasında tutmaktır. Diyet bireye özgü olarak planlanmalıdır. Gerekli vücut ölçümleri yapıldıktan sonra bir beslenme uzmanı yardımıyla günlük alınan kalori miktarı ve öğünler hesaplanmalıdır.

-Diyet yapılmadan önce mutlaka risk faktörleri de göz önünde bulundurularak bireylerin hipertansiyon, diyabet, tiroit hormon bozuklukları gibi hastalıklar açısından taranıp tedavi süreçleri de göz önüne alınarak diyet programları oluşturulmalıdır.

-Çok kısa sürede hızlı kilo vermeyi hedefleyen diyetlerden ziyade uzun vadede sağlıklı bir şekilde kilo verilmesi hedeflenen ve sürekliliği olan diyet programları tercih edilmelidir.

-Günlük su tüketimi yeteri kadar olup, tuz ve şeker alımı kısıtlanmalı, şekerli ve tatlandırıcı içecekler, doymuş ve trans yağlardan zengin yiyecekler, ambalajlı ürünler diyetten çıkarılmalıdır.

- Alkol alımından uzak durulmalıdır.

- Yemek yeme alışkanlıkları değiştirilip az porsiyonla daha çok tokluk sağlayacak besinler tüketilmeli, eğer hızlı yemek yeme alışkanlığı varsa da yavaş yeme alışkanlığı kazanılmalıdır.

-Kilo vermede egzersiz de çok önemlidir; fakat obez bireylerin egzersiz yaparken ki yaralanma riski en aza indirilmelidir ve egzersiz programı bireye özgü olmalı, günlük alışkanlıklarına uygun olmalıdır.

-Egzersizde hedef her gün ortalama 30-40 dk kadar orta şiddette egzersiz olarak tanımlanabilir.

-Egzersiz planlanması yapılırken eğer var ise ek hastalık durumu da göz önüne alınarak egzersiz programı hazırlanmalıdır.

- Diyet ve egzersiz dışında davranışsal olarak bireyin durumu kabullenmesi ve kilo verme konusunda kararlı olması gerekmektedir. Diyet programlarına ödül konması gibi bazı motive edici yöntemler kilo verme süresince uygulanabilir. Günlük aktivitelerin değişmesi, yeme içme alışkanlıkların değişmesi bazı psikososyal durumlara yol açabilir, başa çıkılmayan durumlarda psikososyal destek alınabilinir.

- Kilo vermeye neden olan ilaç kullanımını bireyler kendileri karar vermemelidir, mutlaka bu gibi durumlarda bir doktora danışımalıdır.

- Diyet ve egzersizin yeterli olmadığı kilo verememe durumlarında obezite cerrahisi düşünüen hastalar da mutlaka bir doktorla görüşmelidir.

Dr. Hasan Ali Baş

Son Paylaşımlar
Psikoloji
Aşk ve Sadakat’in Beyindeki Yeri
Aşk… insanlık bu üç harfli kelimeyi tarih boyunca bambaşka tariflerle tanımladı. Kimi zehirli dedi, kimi yakar dedi, kimi için kavuşmaktı aşk kimi için de kavuşamamak; bazı yiğitler çıkıp dağları deldi aşk için, bazıları çöllerde ömrünü tüketti. Pekiyi hiç aşkın biyolojik ve fizyolojik etkilerini merak ettin mi?
Devamını Oku
Akıl ve Ruh Sağlığı
Depresyon, Kaygı ve Panik Atak Arasındaki Farklar, Belirtileri ve Tedavi Süreci
Günlük yaşamda sıkça duyduğumuz ama çoğu zaman birbirine karıştırılan üç ruhsal durum: depresyon, kaygı (anksiyete) ve panik atak. Bu kavramlar, benzer duygulara neden olabilse de, hem belirtileri hem de tedavi süreçleri farklılık gösterir. Ruh sağlığınızı daha iyi anlayabilmek ve gerektiğinde doğru adımları atabilmek için bu farkları bilmek oldukça önemlidir.
Devamını Oku
Online Sağlık
Yoğun İş Hayatı ve Sağlık Arasında Sıkışanlar İçin Online Doktor Hizmeti Nasıl Kurtarıcı Oluyor?
Günümüz dünyasında zamanı en çok zorlayan şeylerden biri, yoğun iş temposuyla kişisel ihtiyaçlarımız arasında denge kurmaya çalışmak. Sabahın ilk ışıklarıyla başlayan mesailer, akşam geç saatlere kadar süren projeler ve sürekli çalan bildirim sesleri arasında pek çoğumuz sağlığımızı ikinci plana atıyoruz. “Bir ara doktora görünürüm” cümlesi ise modern çağın en çok tekrarlanan yalanlarından biri haline geldi.
Devamını Oku
Faydalı Bilgiler
Sürekli İlaç Kullanımı Gerektiren Hastalıklarda Online Reçete Yenilemenin Avantajları
Bazı hastalıklar, kişinin hayatı boyunca düzenli ilaç kullanmasını gerektirir. Bu tür durumlarda tedavinin aksatılmaması, hem yaşam kalitesini artırmak hem de hastalığın seyrini kontrol altında tutmak açısından oldukça önemlidir. Teknolojinin sağlıkla buluştuğu noktalardan biri olan online reçete yenileme hizmeti, bu süreçte hastalara büyük kolaylık sağlar. Peki, hangi hastalıklar sürekli ilaç gerektirir? Online reçete yenilemenin avantajları nelerdir? Gelin birlikte inceleyelim.
Devamını Oku
Sağlıklı Yaşam
Panik Atak | Stresiniz sizi yönetmesin, siz stresinizi yönetin!
Stres hayatın bir parçası olabilir ama onun sizi esir almasına izin vermeyin. Nefes alın, durun ve hatırlayın. Panik atak bir son değil, sadece geçici bir dalgadır. Siz, o dalgayı nasıl karşılayacağınızı öğrenen güçlü bir kaptansınız. Unutmayın, kontrol sizde!
Devamını Oku