Aşk… insanlık bu üç harfli kelimeyi tarih boyunca bambaşka tariflerle tanımladı. Kimi zehirli dedi, kimi yakar dedi, kimi için kavuşmaktı aşk kimi için de kavuşamamak; bazı yiğitler çıkıp dağları deldi aşk için, bazıları çöllerde ömrünü tüketti. Pekiyi hiç aşkın biyolojik ve fizyolojik etkilerini merak ettin mi?
Bu yazıda aşkın ve sadakatin beynimiz ve vücudumuzdaki etkileri inceleyeceğiz.
Maşher-i Aşkın Dörtlüsü Nelerdir?
Oksitosin, Dopamin, Seretonin ve Vazopressin hormonlarıdır.
Aşk beyinde bir kimyasal reaksiyona sebep olur ve hormonlar üzerinde etkin bir rol oynar. Duygusal alanda travma veya kaygı gibi bozukluklara neden olabilecek kudrettedir. İşte burada hormonlar devreye giriyor. İşte hormonlar, duygusal bağ kurma, haz duyma, güven inşa etme ve benzeri durumlarda çok önemli bir işleve sahiptir.
Dopamin hormonu: Aşk duygusu hissedilmeye başladığı anda insan vücudundaki dopamin seviyesi hızla yükselmeye başlar. Bu hormon popüler literatürde "ödül merkezi" olarak bilinen alana etki eden hormondur. Kişi aşk duyduğu uyarana karşı yüksek bir haz ve heyecan hissetmeye başlar. Dopamin hormonu yükseldikçe motivasyonu ve arzuyu da arttırır. Bu nedenle aşk duygusunu hisseden kişilerde manik bir duygu-durum seyreder. Bu tip duygusal dalgalanmalarda uzman psikolog desteği alınabilir. Günümüz koşullarında ise online psikolog veya online terapi desteği zaman, mahremiyet ve masraf bakımından daha çok tercih edilmekte, itibar görmektedir.
Oksitosin hormonu: Derin bağların temelini oluşturan hormon olarak geçer. Cinsel ilişki, doğum ve emzirme, sarılma okşama gibi durumlarda salgılanarak kişiye dinginlik ve huzur duygusunu hissettirir. İlişkilerin uzun ömürlü olmasını, aşk duygusunu pekiştirmede oksitosinin sık salgılanmasının önemi çok büyüktür.
Seratonin hormonu: Ruh halini dengeleyen ve genel olarak mutluluk hissini sağlayan hormondur. Aşkın ilk aşamalarında seratonin düşebilir. Çünkü kişiler saplantılı duygular hissetmeye ve duygusal dalgalanmalar yaşamaya başlar. Aşk duygusu ilgi duyulan kişiden karşılık buldukça ve ilişki içinde kişi güvende hissetmeye başladıkça dengelenir ve birlikte olmanın mutluluğuna dönüşür.
Vazopressin hormonu: Vazopressin, sadakat hormonu olarak da tanımlanır. Kişinin sevgi duyduğu nesneye karşı daha korumacı, bağlı, sadakatli olmasını sağlar. Kişilerin tehlikeli durumlarda kendini feda eden davranışları bu hormonun yükselmesiyle bağdaşır.
Sadakati Beyninde mi Yoksa Karşı Tarafta mı Aramalısın?
Sadakat, ilişki çerçevesine göre aşkın önemli bir uzvudur. Aşkın başlangıcındaki yoğun heyecan ve arzunun zaman içerisinde stabil bir bağlılığa doğru yolculuk etmesi beklenir. Salgılanan oksitosin ve vazopressin hormonlarıyla bağlanma gerçekleşir ve çiftlerin birbirleri arasındaki güven de pekişmiş olur. Bu hormonlar ilişkiyi sağlamlaştırır ve sadakat duygusunun yoğunluğunu arttırır.
Fakat aşk ve sadakat yalnızca hormonlarla ilgili değildir, ilişkide sergilenen tutum; geçmiş yaşam deneyimleri, kişilik örüntüleri, genetik aktarım gibi farklı faktörlere göre de değişiklik gösterebilir.
Romantik aşk ilişkilerinde yaşanabilen zorlantılarla ve sadakat problemlerini anlamlandırmakla ilgili ekibimizde bulunan ilişki problemleri ile çalışan uzman klinik psikologlarımızdan randevu alabilir, dilediğin zaman terapi sürecine başlayabilirsin.
Elra Online Sağlık Hizmetleri, online olarak psikolog ve doktor desteği hizmetlerini sunuyor. Elra, randevu bekleme süresinde maksimum 15 dakikayı garanti ediyor, seni bekletmiyor. Bu hız sadece Elra’da ve Elra sayesinde saatlerce randevu saatini bekleyip rahatsızlığının verdiği acıları yaşamıyorsun. Ve Elra 290 TL’lik kayıt ücretiyle hem senin için hem de herkes için daha ulaşılabilir durumda. Çünkü Elra, sağlık hizmetlerinin herkes için ulaşılabilir olması idealine inanıyor. Elra'nın uygulamasını hemen indir, sağlığı yanında taşı,
Uzman Klinik Psikolog & Çift Terapisti Meriç Gürol
