Sağlık bilgi teknolojisi sistemlerindeki gelişmeler dijital tıp olarak adlandırılan sektörün başlangıcı olarak kabul edilmektedir. Yıllar içindeki teknolojik gelişmeler mobil cihazlar aracılığıyla kişisel sağlık bilgilerinin gerçek dünyada izlenmesine ve toplanmasına imkan veren bir sistemin başlangıcına olanak sağladı.
Sağlık bilgi teknolojisi sistemlerindeki gelişmeler dijital tıp olarak adlandırılan sektörün başlangıcı olarak kabul edilmektedir. Yıllar içindeki teknolojik gelişmeler mobil cihazlar aracılığıyla kişisel sağlık bilgilerinin gerçek dünyada izlenmesine ve toplanmasına imkan veren bir sistemin başlangıcına olanak sağladı.
Günümüzde mobil cihazların geliştirilmesi ve güçlendirilmesi, kullanıcıların teknolojiyle iç içe olduğu bir dünya oluşturdu. Giyilebilir cihazların (örneğin akıllı saatler) ve mobil cihazların; daha akıllı, her yerde bulunur ve özerk hale gelmesi kullanıcıları dijital olarak izleme olanaklarını genişletiyor. Bu şekilde gereken durumlarda kullanıcıların kişisel sağlık verilerine kolaylıkla ulaşılabiliyor.
Son yıllarda sağlık sistemlerinin dijitalleşmesi birçok yeniliği de beraberinde getirdi. Özellikle pandemi sonrasında artan dijitalleşmeyle birlikte sağlık hizmetlerine erişilebilirlik arttı. Dijitalleşmeyle birlikte tıbbi gelişmelerde yeni bir çağa öncülük eden ve hasta bakımını kolaylaştıran gelişmeler ortaya çıktı. Örneğin bazı online uygulamalar sayesinde hastaneye gitmeden bir doktorla yüz yüze görüşebilmek mümkün oldu.
Günümüz dünyasında sağlık hizmetlerinin dijitalleşmesi ile dijital ortamda veri üreten tıbbi cihazların ve online sağlık uygulamaların yaygınlaşması nedeniyle giderek artan miktarlarda sağlık verileri üretilmektedir. Bu veriler farklı sağlık bilgi sistemlerinde farklı formatlarda saklanmaktadır. Bu özel nitelikli kişisel verilerin erişilebilirliği ve yeterli şekilde korunabilmesi siber güvenlik açısından çok önemlidir. Eğer yeterli ve güvenli sistemler oluşturulabilirse sağlık profesyonelleri ve klinik araştırmacılar bu verilerden önemli ölçüde faydalanabilirler. Öte yandan, kişisel sağlık bilgilerini içeren dijital sağlık verileri siber suçluların ana hedefidir.
Sağlık sistemlerinin dijitalleşmesi kullanıcılara birçok avantaj sağlamasının yanında, bir takım güvenlik ve gizlilik sorunlarını da beraberinde getirdi. Dijital teknolojilerin sağlık hizmetlerinde yaygın biçimde kullanılmaya başlanması, kullanıcıların güvenlik ve mahremiyete ilişkin endişelerini artırdı. Sağlık sistemlerinin dijitalleşmesiyle birlikte sağlam güvenlik önlemlerinin uygulanmasının ve hasta mahremiyetinin sağlanmasının önemi giderek artmaktadır. Dijital sağlık sistemlerine güvenin arttırılması çok önemlidir. Bu teknolojileri kullanan uygulamalar hassas tıbbi bilgilerin korunmasına karşı gerekli önlemleri almaktadırlar. Bu noktalara dikkat edildiği sürece dijital sağlık hizmetleri güvenli olarak sürdürülebilir.
Sağlık hizmetlerinin dijitalleşmesindeki zorluklardan bazıları; veri ihlalleri, yetkisiz erişim, casus yazılımı saldırıları ve hasta verilerinin olası kötüye kullanımıdır. Olası tehditleri bilmek ve farkında olmak, hasta mahremiyetini korumak ve veri bütünlüğünü sürdürmek için etkili stratejiler geliştirmek açısından önemlidir. Bu zorlukların üstesinden gelmek için, güçlü şifreleme önlemlerinin uygulanması, çok faktörlü kimlik doğrulamanın benimsenmesi, güvenli iletişim kanalları oluşturulması çok önemlidir. Ayrıca bu alanda hizmet veren sağlık profesyonellerinin siber tehditlere karşı eğitilmesi de önemli bir adımdır. Bu stratejiler sayesinde güvenli bir sağlık hizmeti sunulabilir.
Hasta verilerinin yasal ve etik olarak işlenmesini sağlamak için Kişisel Verilerin Korunması Kanunu gibi düzenleyici çerçevelere uymak çok önemlidir. Sağlık sistemlerinin dijitalleştirilmesi çok yeni ve gelişen bir durum olduğu için kullanıcıların güvenlik ve mahremiyetine öncelik verilmesinin önemi konusunda farkındalık yaratılmalıdır. Bir tehdit oluşmadan önce bu endişelerin kabul edilmesi ve proaktif bir şekilde ele alınması, sağlık sektörünün dijitalleşme potansiyelinden tam olarak yararlanmasını sağlarken hastaların ve paydaşların güvenini ve güvenini sağlayacaktır.
Son yıllarda sağlıkta dijitalleşmenin artmasıyla birlikte sağlık sektöründe siber güvenlik saldırıları da giderek artmakta. Sağlık verileri kişisel bilgilerin değerli bir kaynağıdır ve bu da bu sektörü çekici bir hedef haline getirmektedir. Sağlık sektöründe dijitalleşmeye önem veren kurumların bu tehditle mücadele yaklaşımlarını güçlendirmeleri çok önemlidir. Siber güvenlik için; kullanılan internetin ağının güvenliği ve kullanılan cihazların güvenliği önceliklidir. Sağlık hizmetlerinde dijitalleşmeyle birlikte hastaların kişisel tıbbi bilgileri ve teşhislerinin güvenliğinin sağlanması da siber güvenlik açısından çok önem kazanmıştır. Bu sebeple sağlam siber güvenlik önlemlerinin önemi artmaktadır. Bu konuda başarılı olmak için ilerici bir yaklaşım ve bilgi teknolojisi, klinik ve idari birimler arasında iş birliği olmalıdır. Hasta verilerinin yeterli düzeyde korunması ve dijital altyapının bütünlüğü, kurumsal düzeyde öncelikli bir görev olmalıdır.
2015 yılı itibarıyla bilgisayarlara yapılan siber saldırılar önemli bir tehdit haline gelmiştir. Saldırı motivasyonu dolandırıcılık yapma niyeti, özellikli kişisel verilerin satışından kazanç sağlamak, önemli birisinin sağlık kayıtlarına yetkisiz olarak ulaşmak ya da sadece bir güvenlik sistemini yenme sebepli olabilir. Sağlık personellerinin teknoloji kullanımı konusundaki eğitimlerinin güncel olması ve bu konudaki dikkatli davranışları siber saldırı risklerini azaltmak için önemlidir. Dijital sağlık sistemlerini kullanırken gerekli önlemler alındığı sürece endişelenmeye gerek yoktur.
Sağlık sektörü, hasta bakımını geliştirmek ve verimliliği artırmak için giderek daha fazla dijital teknolojilere bağımlı hale geliyor. Ancak bu dijital dönüşüm, doğal siber güvenlik risklerini de beraberinde getiriyor. Sağlık verileri değiştirilemeyen birden fazla kalıcı hasta verileri içermektedir. Bu sebepler sağlık sektörünü diğer sektörlere kıyasla siber suçlular için çekici kılmaktadır. Ayrıca sağlık sistemleri doğası gereği daha az güvenli ve saldırılar için daha kolay bir hedef olarak görülmektedir. Sonuç olarak, siber güvenlik saldırıları son on yılda önemli ölçüde artmıştır ve sağlık hizmetleri artık en çok hedeflenen sektörlerden birisidir. Sağlık Bilgi Teknolojisi sistemleri giderek daha karmaşık ve entegre hale geldikçe hem hasta mahremiyetini hem de sistemin işleyişini korumak için proaktif çözümler uygulanmalıdır. Ne yazık ki, bilgi teknolojileri güvenlik önlemlerinin klinik son kullanıcıların iş akışlarını aksattığı görülmüştür. Siber güvenlik riskleri ve klinik son kullanıcının işlevselliğe ilişkin endişeleri dengelemek kritik bir zorluktur. Bu zorluğu etkili bir şekilde ele almak için sağlık kuruluşlarının bilgi teknolojileri uzmanları ve klinisyenler arasında güvenlik konusunda düzenli eğitimler vermesi ve ortak bir sistem kurması gerekir.
Fiziksel dünyada kişisel yaşamlarımız belli bir düzeyde güvensizlik üzerine kuruludur. Örneğin evde kapılarımızı kilitleriz, camlarımızı kapatırız, cüzdanlarımızı saklarız, karanlık sokaklardan kaçınırız. Ancak güvenlik konusunda internet ortamında çoğunlukla daha az kaygıyla hareket ederiz. Dijital ortamlarda güvenerek normalde paylaşmayacağımız kişisel bilgileri paylaşabiliriz ve basit parola korumasının hassas bilgilerimizi korumak için yeterli olduğunu düşünürüz. Dijital sağlık hizmetlerini ve buna yönelik mobil uygulamaları kullanırken güvenli bir internet ağına bağlı olunduğundan emin olmak gerekir. Topluma açık mekanlarda bulunan güvensiz internet ağlarından bağlanıldığında; özellikli kişisel verilerin paylaşılmasından sakınmak gerekir. Dijital sağlık sistemlerinin kullanıldığı mobil cihazların, bilgisayarların ve akıllı saatler gibi diğer cihazların güncellemelerinin zamanında yapılması ve bu güncellemelerin belirli periyotlarla kontrol edilmesi gereklidir. Siber saldırılardan korunmak amacıyla anti virüs programları kullanılabilir. Kullanılan uygulamaların ve internet sitelerinin bulunduğu ülkenin kalite standartlarına uygun olması ve gerekli kurumlardan (örneğin; TSE, Sağlık Bakanlığı gibi) onaylı olmasına dikkat edilmelidir. Eğer dijital sağlık sistemlerini kullanırken bir ödeme işlemi gerekiyorsa sanal banka kartları kullanılabilir. Sonuç olarak dijital ortamların her zaman güvenli olmadığı bilgisini aklımızda tutarak gerekli önlemleri almak siber saldırılardan korunmak için ilk adım olmalıdır.
Uzm. Dr. İrem Cantürk
Go upstairs