Sağlıklı olmak, öğrenmenin bir önkoşuludur. Yetersiz sağlık koşulları ise öğrenme ve gelişmenin önünde bir kısıtlama ve engeldir. Bu yüzden neredeyse her ülke, okula giden öğrencilerin fiziksel sağlığını ve beslenme durumunu iyileştirmek için okul temelli sağlık hizmetleri sunmaktadır.
Okullar koruyucu sağlık hizmetlerinin sunumunda stratejik platformlardır ve bu hizmetler temel sağlık hizmetlerinin genişletilmiş bir kolu olarak düşünülebilir. Bu nedenle okullar nüfusun büyük bir kısmına ulaşmanın verimli ve etkili bir yolunu sağlar.
Toplumda okul çağındaki bütün çocukların bedensel, ruhsal ve sosyal yönden mümkün olan en iyi haline kavuşmalarını sağlamak ve sürdürmek böylece çocukların ve dolayısıyla toplumun sağlık düzeyini yükseltmek amacıyla öğrencilerin ve okul personelinin sağlığının değerlendirilmesi, geliştirilmesi ve sağlıklı okul yaşamının sağlanması ve sürdürülmesi, öğrenciye ve dolayısıyla topluma sağlık eğitimi verilebilmesi için yapılan çalışmaların tümüne okul sağlığı hizmetleri denir.
Okul sağlığı, çocukların sağlıklı olarak gelişip kendi toplumlarında etkili bireyler haline gelmelerine zemin hazırlamaktadır. Okul sağlığını; okula giden çocukların sağlıklı olması için neyin gerekli olduğu şeklinde düşünebiliriz. UNESCO’ya göre okul sağlığının dört temel dayanağı bulunmaktadır, bunlar:
ü Okul ortamı: Güvenli, tehlikelerden arındırılmış bir altyapıya sahip ortamlar.
ü Politikalar: Çocukları güvende tutan ve her çocuğun sağlığına yönelik taahhüt veren ulusal, uluslararası politikalar ve okul politikaları.
ü Hizmetler: Öğrencilerin ihtiyaçlarına uygun ve yeterli düzeyde; okullar aracılığıyla sunulan rutin sağlık hizmetleri. Bu hizmetler ortama göre değişir. Örneğin; sağlıklı okul yemekleri, böcek ilaçlamaları, rutin aşılamalar, rutin görme ve diş taramaları bu kapsamdadır.
ü Eğitim: Öğrencilere kendi sağlıkları üzerinde sorumluluk almalarını sağlayacak yaşlarına uygun bilgiler sağlamak.
Okul sağlığına yapılan yatırımlar bir ülkenin eğitim ve sağlık sektörleri için, daha da önemlisi çocuklar ve ergenler için stratejik bir kazançtır.
Sağlık hizmetlerinin okullarda sunulması, yetersiz hizmet alan nüfuslar da dahil olmak üzere çocukların sağlık hizmetlerine erişimini iyileştirmede önemli bir stratejidir. Ayrıca sağlık ve sağlıklı yaşamın okul kültürüne ve ortamına dahil edilmesi, eğitimsel başarı açığının kapatılmasına yardımcı olacak ve günümüz öğrencilerini sağlıklı ve üretken yaşamlara giden bir yola koyacaktır.
Sağlıklı çocuklar daha iyi öğrenirler. Örneğin, okul çağındaki çocuklar ve ergenler arasında yaygın görülen bazı hastalıklar dikkat süresini ve öğrenmeyi olumsuz yönde etkileyebilir. Bir örnek vermek gerekirse, yapılan araştırmalara göre tedavi edilmemiş solucan enfeksiyonu olan çocuklarda ortalama IQ kaybının çocuk başına 3,75 IQ puanı olduğu belirtilmektedir. Ayrıca tedavi edilmeyen anemi nedeniyle kaybedilen ortalama IQ puanı daha da yüksektir. İyi haber şu ki, bu durumların çoğu kolaylıkla düzeltilebilir.
Küresel olarak ilkokul çağındaki çocukların %90'ından fazlası ve ortaokul çağındaki çocukların %80'inden fazlası okula kayıtlıdır. Erken çocukluktan itibaren okul ortamına kadar sağlıklı davranışların teşvik edilmesi yalnızca çocukların kendilerine değil aynı zamanda ailelerine, akranlarına ve daha geniş topluluklara da fayda sağlayacaktır.
“Okul sağlık hizmetleri” kavramının henüz evrensel olarak kabul edilmiş bir tanımı olmamasına rağmen, bunun için kabul edilen genel tanımlama “okuldan eve, evden de topluma kadar bakımın sürekliliğini sağlayan koordineli bir sistem” şeklindedir. Okul sağlığı hizmetlerinin hedefleri ve program öğeleri ülke, toplum ve okul bölgesine göre değişir. Bu farklılıklara sebep olan faktörlerden bazıları şunlardır: öğrenci ihtiyaçları, sağlık hizmetleri için toplumsal kaynaklar, mevcut fonlar, okul sağlık hizmetleri sağlayıcıları için yönlendirmeler ve okul yöneticilerinin sağlık hizmetlerine ilişkin görüşleri.
Okullar çok sayıda öğrenci ve personeli bir araya getirdiği için, herhangi bir işyerinde olduğu gibi, ilk yardım, tıbbi acil durumlar ve bulaşıcı hastalıklar gibi sorunlarla başa çıkabilecek bir sistemin mevcut olması gereklidir. Ayrıca okullarda astım, diyabet, epilepsi gibi kronik sağlık sorunları olan öğrencilere de eğitim alabilmeleri için hizmet sunulması gerekmektedir. Okul sağlığı çalışmalarında sağlık personeli, öğretmen ve velilerin işbirliği mutlaka sağlanmalıdır.
Görme ve işitme taramaları ve aşılar gibi hizmetler de okul sağlığı hizmetlerinde önemli bir tutmaktadır. Okullar çocukların zamanlarının önemli bir bölümünü geçirdikleri yer olduğundan, halk sağlığının korunması için mantıksal bir başlangıç olarak görülmektedir. Bununla birlikte, yalnızca yüksek risk altındaki çocuklara yönelik önleyici hizmetleri hedefleyen, toplum temelli yaklaşım ile seçici yüksek risk yaklaşımının göreceli yararları ve dezavantajları hakkında bazı tartışmalar vardır.
Nüfusa dayalı yaklaşımın genel nüfus üzerinde büyük bir potansiyel etki üretme avantajı vardır, bunun dezavantajı ise faydaların genellikle birey için çok küçük olmasıdır. Duruma bağlı olarak; toplum temelli ya da kişi temelli yaklaşım uygulanabilir. Örneğin, kolesterol yüksekliği tarama programı için, çocuklara yönelik beslenme kurallarının uygulanması için toplum temelli bir yaklaşımın yanı sıra yalnızca aile geçmişine dayalı olarak risk altında olduğu düşünülen yüksek riskli çocukları hedef alan kan lipid taramasına yönelik bir yaklaşım önerilmektedir.
Okul sağlığı hizmetlerinin kapsamı iller arasında farklılık gösterse de ülke genelinde pek çok ortak nokta bulunmaktadır. Ülke genelinde Sağlık Bakanlığı okul taramaları düzenlenmesini sağlar, öğrencilerin aşılanma durumunu takip eder.
Okul sağlığı hizmetleri resmi olarak planlanmalı ve hizmetlerin kalitesi, toplum halk sağlığı ve birinci basamak sağlık sistemlerinin ayrılmaz bir parçası olarak sürekli izlenmelidir. Okul bünyesinde fiilen sunulan hizmetlerin kapsamı, toplumun özelliklerine ve ihtiyaçlarına göre yerel olarak belirlenmelidir. Öğrencilerin önemli bir bölümünün ihtiyaç duyduğu ruh sağlığı ve beslenme ile ilgili özel planlamalar yapılmalıdır. Araştırmalar, birçok öğrencinin akademik olarak başarılı olmasını sağlamak için ruh sağlığı ve psikolojik hizmetlerin gerekli olduğunu göstermektedir. Ayrıca okullardaki yiyeceklerin sağlıklı beslenme alışkanlıkları geliştirmek için bir öğrenme alanı olarak hizmet etmesi gerektiğine inanılmaktadır.
Sağlıklı öğrenciler daha iyi öğrenen ve daha başarılı olanlardır. Ancak çoğu okul; öğrenci sağlığını destekleyen koşulları (okul içi sağlık hizmetlerine erişim, temiz ve güvenli bir okul binası, besleyici gıda ve fiziksel aktiviteler için zaman ve uygun alan gibi koşullar) sunamamaktadır.
Aile evinden sonra çocukların sağlığından ve gelişiminden sorumlu kurumların başında okullar gelmektedir. Bu nedenle okul; sağlıklı yaşamın sürdürülmesi ve hastalıkların önlenmesi açısından kritik bir ortamdır. Okul sağlığı hizmetleri toplumun genel sağlık hizmetlerinin ayrılmaz bir parçası olarak kabul edilmelidir ve tüm okul çağı çocukları kapsamalıdır. İlköğretime başlayan çocuklar yılda bir kez genel muayeneden geçirilmeli ve sağlık kayıtları tutulmalıdır. Sağlık sorunu olduğu saptanan öğrencilerin sorunlarının çözümü sağlanmalıdır. Olağan tıbbi muayene sırasında çocuklar görme, işitme, büyüme gelişme takibi, ağız diş sağlığı ve duruş bozuklukları açısından değerlendirilmelidir. Ayrıca düzenli olarak yapılan tetkiklerle anemi takibi yapılmalıdır. Çocukluk çağı aşılamalarının Sağlık Bakanlığı aşı takvimine uygun olarak yapılıp yapılmadığı kontrol edilmelidir. Çocuklara sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandırılmalıdır. Ev ve okul ortamındaki kazalardan korunma amaçlı eğitimler verilmelidir. Bulaşıcı hastalıklardan korunma amaçlı hijyen eğitimi verilmelidir.
Periyodik fizik muayene sıklığı; ilköğretim öncesi dönemde yılda bir, daha sonra 6., 8. ve 10. yaşlarında ve sonrasında da 18 yaşa kadar her yıl olmalıdır. Sağlık sorunu olan çocuklar daha sık aralıklarla izlenmelidir.
Uzm. Dr. İrem Cantürk
Yukarı çık